Mehmed Esad Dede
1843, Selanik - 1911, İstanbul

“Avdeti” Hanuş Hanım ve Terakki okullarının kurulmasında kilit isimlerden biri olan tüccar Receb Efendi (Paşarel) Bey’in ailesinde doğdu. Ailenin evi Selanik’in ünlü Sabetay semtinde, Kadı Abdullah Efendi’de bulunuyordu. Bir kız kardeşi Atiye Hanım (İsmail Hakkı Efendi’nin karısı) ve üç erkek kardeşi vardı: İngiliz bir kadınla evlenen ve Manchester’da ölen Emin Receb; Refik Receb; ve yine İngiliz bir kadınla evlenen ve İngiltere’de ölen İsmail Receb (1853–1913). Tüm kardeşler tekstil işindeydi.
Mehmet Esat ilk eğitimini bir Dönme öğretmenden aldı. Öğrencileri ile paylaştığı anlatıya göre Esat, çocukluğunda hayatının gidişatını değiştiren bir rüya gördü. Rüyasında kendini karanlık bir çukura düşmüş olarak gördü. Hz. Muhammed gelip onu çukurdan kurtardı ve bunun üzerine “İslam’ın şanıyla yüceltildi.” Bu dönemde tasavvufa yöneldi ve Bedevi tarikatından Şeyh Osman Efendi'nin müridi oldu. Daha sonra Mevlevi tarikatına girdi ve daha sonra 1864'te 23 yaşındayken, yirminci yüzyılın başında en etkili Mevlevi şeyhlerinden biri olduğu İstanbul'da servetini aradı. Yenikapı Mevlevihanesi'nin şeyhi olan Osman Selahaddin Dede'nin müridi oldu. Ve sonunda Yenikapı Tekkesi'nin ve ardından Kasımpaşa Mevlevihanesi'nin şeyhi olarak atandı. Ayrıca iki kez hacca gitti ve yol boyunca Konya ve Kudüs gibi şehirleri ziyaret etti. Tatci'ye göre, "1893'te Mekke'ye hacca gitti ve bir süre Haram-ı Şerif'te ders verdi. 1894'te İstanbul'a döndükten sonra, müridi Tahir el-Mevlevi ile bir hac daha yaptı. Bu seyahati sırasında Hindistan'dan İmdadullah Sani'den Çişti, Mekke'den İsmail Nevvab'dan İdrisiyye ve Tunuslu Mustafa Efendi'den Şazeliye gibi çeşitli sufi tarikatlarında ruhsatlar aldı. 1900'de Hicaz'da öldüğüne dair haberlere rağmen daha sonra İstanbul'a döndü... Selanik'te kısa bir evlilik yapan Esad Dede, 9 Ağustos 1911'de vefat etti ve Mevlevihane'ye gömüldü." (Mustafa Tatci, "Mehmet Esad Dede", DİA İslam Ansiklopedisi). Dergah okula dönüştürüldükten sonra mezarı daha sonra Fatih'teki Tahir Ağa Tekkesi olan başka bir Mevlevihane'ye taşındı. Tatcı, Hüseyin Vassaf'ın yayımlanmamış Esad Efendi adlı kitabına atıfta bulunarak şöyle yazıyor: "Bu eserde ayrıca Hulûsîzâde Osman Nûri, Şeyh Seyfeddin Efendi, Ahmed Remzi Dede (Akyürek), Mehmed Ziyâ Efendi, Âdil Abdurrahman Efendi, Abdülbâki Dede (Baykara), Seyyid Hâfız Tahsin Efendi, Ahmet Avni (Konuk) ve Mehmed Cemal Bey.”
Öğrencilerinden bazıları Hüseyin Vassaf, Ahmed Avni Konuk, Mehmed Akif Ersoy ve Tahir ül-Mevlevi'dir. Çeşitli cami ve medreselerde şiir, Arapça ve Farsça dersleri vermiş, İbn Arabi'nin Fusus'l Hikem'i ve Rumi'nin Mesnevi'sine geniş şerhler yazmış ve Mesnevihan (Mesnevi'yi okuyan ve şerh eden) olarak anılmıştır. Şaşırtıcı olmayan bir şekilde, adı sadece tarikatın evliyaları arasında değil, aynı zamanda din bilginlerinin (ulema) bibliyografik sözlüklerinde de yer aldı, çünkü hem Selanik'te hem de İstanbul'da medreselere gitti. Mehmet Esat ailesinden hiç kopmadı. Ailesinin torunlarından biri olan Pamir Bezmen, Esat'ın "harçlığını" almak için büyükbabası Halil Ali Bezmen'in ofisine aylık ziyaretler yapmaya devam ettiğini anlatır.
Yazar: Cengiz Şişman