Documents
Bu bölüm, Sabetaycılar/Dönmeler ile ilgili belgelerin bulunduğu bir koleksiyon sunarak toplumun bu grup hakkında sahip olduğu çeşitli bakış açılarına bir pencere açmaktadır. Makaleler, röportajlar ve tarihi anlatılar aracılığıyla Sabetaycıları çevreleyen karmaşık anlatıyı keşfedebilir ve zaman içinde nasıl algılandıklarını keşfedebilirsiniz.

İlişkiler az Daha Yoldan Çıkıyordu
Cumhuriyet, 8 Mayıs 2005
Gazetenin Pazar Konuğu bölümünde röportaj yapılan İsrail’in Ankara Büyükelçisi Pinhas Avivi kendisine yöneltilen “İsterseniz, Türkiye'de biraz da ABD, Yahudilik ve Sabetayizme karşı yükseldiği söylenen karşıtlığı ele alalım. Sizce bu duyguların nedeni ne olabilir?” sorusu üzerine “Bir kere Sabetay hareketinden söz edildiğini ben buraya geldikten sonra öğrendim. Çünkü bu hareket yüzlerce yıl öncesine dayanıyor. Buraya gelmeden önce de bunun tarihe karıştığını sanıyordum. Ama burada hâlâ canlı olduğunu öğrendim. Bunu anlamak da benim için epeyce zor Bir kere Sabetay Sevi ne Yahudi ne de Müslüman Sadece küçük ve yerel bir topluluğu etkilemiş. Bu genel dünya siyasetini etkilemez. ABD aleyhtarı duygular ise farklı bir konu. Bakın, ABD her zaman Batı değerlerinin korunması için çalışmıştır ve İkinci Dünya Savaşı'nda Batı, ABD olmadan ayakta kalamaz, savaşı kazanamazdı. O nedenle de ben otomatik olarak ABD'yle ilgili hep olumlu düşüncelere sahibim. Dolayısıyla kimilerinin anti-Amerikan duygulannı anlamakta güçlük çekiyorum.” diyerek cevaplandırmış.

Salkım Hanımın Taneleri
26 Aralık 1999
Salkım Hanımın Taneleri hakkında yapılan bir mülakatta filmin yönetmeni Tomris Gİritlioğlu Sabetaycıların konu anılmasıyla ilgili şunları söylüyor: “Varlık Vergisi nedeniyle Aşkale'ye gönderilen Dönmeler içinde elbette Selanik kökenli Sabetaycılar vardır. Ancak biz bunu Üsküp yaptık. Üstelik Etyen Mahçupyan bunun eleştirileceğini bildiği için itirazda etti ancak ben orada yönetmen yetkimi kullanarak ve Türkiye 'nin içinde bulunduğu hassas dönemi göz önünde bulundurarak bu değişikliği yaptım. Filmin kendi tarihsel akışı içinde Mardin'e yerleşmiş Halit Beyin ailesinin Selanik'ten gelmiş olması gerekiyordu. Tek doğru eleştiri budur.”

Bazı AKP Taraftarlarının Bilgi Düzeyi Hakkında Bir Gözlem
Cumhuriyet, 14 Mart 2008
Celal Şengör Zümrütten Akisler köşesinde kendisine yapılan yakıştırmalara karşı sitemde bulunmuş: “Yorumların hemen hepsi hakaret maksatlı. Yüzlerce yorumdan benim dediğimi gerçekten tartışmak isteyen veya bana hak veren en çok dört veya beş tane çıktı.Bana yapılan hakaretlerin en başında benim yıllardır bu memleketi sömüren insanlardan olduğum geliyor (bunu nasıl yaptığımızı çok merak ediyorum doğrusu). Bu sınıf hangisidir, açık değil: Laikçiler diyen de var, CHP diyen de var, Kemalistler diyen de, mason veya Sabetaycılar diyen de var… Hiçbir partiyi desteklemediğimi ben defaatle yazdığım halde bu zevat bundan haberdar değil. Sabetaycı olduğumu da bu hakaretamiz mesajlardan öğrendim(!) Halbuki ailemin öyle bir ilişkisinin olmadığı açık. Hani tüm Rumelilileri Sabetaycı addediyorsa bu zevat o zaman bilmem ona ne denir, zira ben bilebildiğim kadarıyla Anadolu’dan tek bir kan akrabası olmayan bir Rumeliliyim; eşim de öyle.”

Türk Arap İlişkileri
Cumhuriyet, 3 Temmuz 2003
Gazetenin kitap bölümünde Zeine N. Zeine’nin yazdığı ve Emrah Akbaş’ın çevirdiği, Gelenek Yayınları’nın bastığı 164 sayfalık Türk Arap İlişkileri adlı kitap tanıtılmış. Tanitimin içeriğinde “20. yüzyıla kadar zihinlerinde milliyetçiliğe dair hiçbir şey yer etmemiş olan Arapların, 1. Dünya Savaşı'nda Hilafet'e karşı ayaklanmasına sebep olan süreç hakkında ne biliyoruz? Saygın
Ortadoğu uzmanı Zeine N. Zeine'nin kitabı Osmanlı İmparatorluğu'nda Arapların ve Türklerin 400 yıllık ilişkilerini değerlendiriyor ve Araplarda (Osmanlı yönetimi karşıtı fikirlerin oluşma sebeplerini, bir tarafı haklı çıkarma gayretine girmeden olanca çıplaklığıyla aktarıyor. Hem de bu süreçte Sabetaycılar, masonlar, misyonerler, lttihat ve Terakki ile Arap milliyetçileri hakkında ilginç ve bugüne de ışık tutacak pek çok ayrıntıyı dikkatli okıırların nazarlarına sunmayı ihmal etmeden.Konunun temel referans kaynağı olan kitap, ezberinin dışına çıkma cesareti olanlar için...” denilmiş.

Sabetayist fişleme
Cumhuriyet, 8 Ağustos 2008
Ergenekon dava dosyasına girdiği iddia edilen haberin içeriği şöyle: “İstanbul Haber Servisi - Ergenekon dava dosyasında dini inanc, etnik kimliği, özgeçmişi, üyesi olduğu dernek ya da siyasi parti bazında, herhangi bir fişleme belgesinde ad bulunmayan neredeyse kalmad. TSK mensuplar mezhep, siyasi eğilim gibi başlıklar altında fişlenirken Sabetaycıların nasl ayrt edileceğine ilişkin isim, tip gibi özellikler sıralanmış.
Dosyada, “Sabetayist İsimlerin Menşei” başlkl bir belge bulunuyor. Belgede, Türkiye’de “Sabetaycılar” ve “Museviler”in, isimlerini gayet sistemli olarak toplam sekiz türlü seçtikleri ileri sürülüyor. Tevrat’ta geçen ismin Türkçe ya da Arapça karşılığı, İbranice ve Türkçe arasındaki ses benzerliği vasıtasıyla en yakın ismin alındığı iddia ediliyor. Tevrat’ta geçen ve tüm dünyada kullanılan Yahudi isim ve soyisimleri başlığı altında, uzun bir liste oluşturan birçok isim sıralanıyor. Sabetaycıların yalnızca Selanikli olmadıkları; ABD, Türkiye, İsrail, Almanya, Fransa’da yaşadıklar ifade edilerek Türkiye’de hangi ilde, İstanbul’da hangi semtte bulunduklar belirtiliyor.
Mevlevi cemaatinin çok kilit noktalarında da bulunduklar iddia edilerek “Bu cemaatte, Orta Asya’dan göç etmiş kanısı uyandıracak şekilde aldatıcı bir çekik gözlülüğe rastlanır” deniliyor. Yavuz, Cengiz, Atilla, Timur gibi isimleri alan Sabetaycılar olduğu ifade edilerek “Ergene, Ergeneman, Ergenetürk, Ergenekon, Ergenekan, Ergenemen soyisimli Sabetaycıları da vardır” deniliyor.
Belgede, soy isimleri, yer ve renk isimleri bile ayrıntılı incelemeye tabi tutulmuş. Belgenin sonunda da “Sabetayist” başlıklı fişleme metni yer alıyor. Birçok siyasetçi, işadam, sanatç, gazeteci, yazar, akademisyen, ünlü ve üst düzey asker, Sabetaycı olarak kimliklerini gizlemekle itham edilirken listenin bir “kara liste” olmadığı vurgusu yapılıyor. En sonda, “Tipik Sabetayist isimler taşıyan ve dönme olmaları kuvvetle muhtemel bazı şahıslardan örnekler” başlığında da birçok isim zikrediliyor. Listelerin fotoğraflı hazırlandığı görülüyor.”

Eygi’nin Hezeyanları
Cumhuriyet, 11 Haziran 2009
Dünyada Bugün köşesinde Ali Sirmen Mehmet Şevket Eygi’ye daha önceki beyanlarından ötürü gönderme yaparken şöyle diyor:
“Galatasaray’da günlük namaz mecburiyetinin 1909’da kaldırıldığını, ama mescidin 1924’e kadar kaldığını, o tarihte kapandığını söyledikten sonra Eygi hemen şunu buyuruyor:
- Ülkemizi bir Yahudi sömürgesi haline getirmek isteyen Avdetiler GS’yi bozmuşlar ve kuruluş amaçlarına aykırı hale getirmişlerdir.”